Kayıtlar

2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

2010'da Yapılacaklar Listesi

Efenim herkes bir liste hazırlamış, ben eksik kalmayayım. - Daha uçağa binmemiş biri olarak uçakla yolculuk etmek, - Daha ecnebi bir yer görmemiş biri olarak yurtdışı seyahati yapmak, - İkinci bir dövme yaptırmak, - En superinden bir manita bulmak ve aşkların en güzelini yaşamak. - Ezel'le Tibet yolculuğu yapmak... Yok lan bu Bahar'ın planları dahilindeydi. Olsun ben yine de yazayım belki olur, ama buna henüz tanışmadığım en süperinden sevgilim bozulur. O gün gelsin seçim yaparım. Liste şimdilik böyle ekleme yapabilirim, hangilerini gerçekleştirdim ömrüm olursa raporalara yaparım , merak edersiniz falan çok hassasım bu konuda...

2010 Kırmızı Don

Resim
Hoşgeldin yeni yıl Güle güle 2009 ,hadi anca gidersin:) Efenim tüm blogumu takip edenlerin- bu arada tam 35 olmuşuz hoşgeldiniz diyorum bu yazı aracılığıyla- yeni yıllarını en içten dileklerimle kutluyorum. Yeni yıl hepimize önce sağlık getirsin, -şu an bademciklerimin şiş olması dolayısıyla sağlığın en kıymetli şey olduğunu bir kez daha anlamış bulunuyorum,- sonra huzur , klasik dileklerden gidersek para, mutluluk ama en çok da egzotik geceler getirsin yani aşk getirsin:)

Behlül Yeni Saçların Hayırlı Olsun Bebeğim

Evet sevgili Behlül severler, hatta Behlül'ü kısa saçlı daha da severler sonunda senaristler sesimi duydu ve Behlül'e saçlarını kestirdiler. Hem de Bihter'e ayar niteliğinde bir konseptle. Çok tatlısın canım hep böyle kal sakın uzatma bir daha saçlarını, en azından o toplanacak boya getirme. Bihter aha bu da sana kapak olsun. O nasıl bir cümleydi lan? ''Saçlarını bile Nihal'den daha çok seviyorsun. '' Hahaha al sana karakan. Artık Behlül'ü pardon Aşk- ı Memnu'yu izlemek daha bir zevkli, bir de çıplak Behlül görsek arada uzun zamandır havlusunu beline sarılıp gözükmüyordu odalar arası...

Varsa Bir Karizma İşte Onun da Dağıldığı An

Cuma saat 18.45 suları. Bütün haftanın yorgunluğu, soğuk algınlığı ve ayağımın altında olan kaloriferin de etkisiyle kulağımda müzik serviste uyumuş kalmışım efenim. Beni biri dürtüyor ne oluyor diye sıçrayarak uyandım ki ineceğim durağa gelmişiz. Benim inmemi bekliyor servis, nasıl kendimden geçmişsem. -Ha tamam - diyerek kalktım ,kulağımda telefonun kulaklığı kucağımda telefon o yere düştü hadi telefonu ara...-Fena dağılmışım- cümlesi çıktı ağzımda millet beni bekliyor .Of ya offffffffff! Bir daha kontrollü uyumak farz oldu nasıl becerebileceksem, tutacağım kendimi...

Bugünkü Rüyamda;

İki gündür ofisi ve o stres yataran tiplemeyi görüyorum. Yine bağırıp çağırıyor rüyamda bile esip geçiyor bir rahat yok. Bilinçaltımda güzel bir yer edindi sanıyorum ki hayırlı olsun. Bir de milli piyango bileti alıyorum. Toplamda kaç rakamdan oluşuyor bilmiyorum ama ben 5 rakamanı gördüm. Söylemem ama, acaba bulabilir miyim ya son 5 rakamı rüyamdaki gibi olan bilet. Bakalım. Hiç almam bilet ama belkim bu sefer alırım. İşaret mi la yoksa bu:)

Lan Stresss

En katlanamadığım şey haksızlığın yanında özgürlüğümün kısıtlanmasıdır. Hayatımın yolla+ hazırlanmakla birlikte 13 saati işte geçiyor. 7 saat uyku desem, kalıyor 4 saat. Bir saati duş+ yemek vs. kalan süre max. 3 saat. Bu 3 saat için 13 saate katlanıyorum hem de dışarıda hiç biraraya gelmeyeceğim insanlarla. Hele bir de bir otorite bozması var ki bende stres unsuru yatarattı iki gündür. Düşüncelerimi ifade edemediğim için de hasta oldum boğazım ağrıyor. O kim oluyor yahu kim ki, bu hastalığı düşünce gücüyle yeneceğim:) Tüm değişikliklere hazırım, hayata karşı esneğim ve o otoritenin ben taa......Evet kendimi daha iyi hissediyorum şimdi...

Güzel Anlatmışlar

Resim
İlk fotoğrafta anlaşıldığı üzere sakin halis Van kedisi, ikincide ise serseri İzmir kedisi:) İzmir bundan ibaret olmasa da güzel bir anlatım yolu bulmuşlar:) Yani haftaiçi bile kordon tıklım tıklım doluysa insan hak veriyor elbet bu fotografa...

Aşk-ı Memnu- 17.12.2009'daki bölümünden

Adnan en nihayetinde Bihter'e ayar verebilmiştir. Ardından Nihal'in ve en son Behlül'ün kendince verdiği ayar sayesinde artık Bihter'e -ne oluyo la sana kendine gel- diyen birileri olmuş tümünün de aynı güne denk gelmesiyle en sonunda gözlerinden akan bir kaç damla görebilmişizdir. Sait adamım ya kökünü kurtuacak Ziyagiller'in. Hemen de Süleyman Bey'in güvenini kazandı. Bu hafta eve de yerleşti mi yasak aşkı da kısa sürede öğrenmiş olur zaar. Bihter kahvaltıda Firdevs'e pis pis bakmaya çalışmış ve yine becerememiştir. Nasıl başrol oyuncusu bu Beren kötü kadını hiç iyi oynayamıyor bir de eşek kadar para alıyor bölüm başına, içim gidiyor yaaa... Adnan'ın durumu gerçekten acınacak halde. Sen koskoca yalının sahibi ol, kıçıkırık bir kadın gelsin seni göt kadar odada yatmaya mahkum etsin, hem de sana çemkirsin. Adnan'ın *eh yeter artık, bura benim evim benim yatak odam git sen nerede yatarsan yat *demesini iple çekiyorum. Ayrıca Nihal sütyen olarak ne g

Günün Sözü Niteliğinde

''Cahil kimsenin yanında kitap gibi sessiz ol.'' MEVLANA

Yine Elektrik Hezeyanı

Annem hala eve dönmediği için akşam yemeklerini genelde kahvaltılık ve makarna tarzı yemeklerle geçiştiriyorum. Dün iş çıkışı dedim yufka alayım bir de patetes kayanatırım, patetesli börek yapar; çayla sıcacık evimde duşumu da yaptıktan sonra huşu içinde bir akşam geçiririm. Servisten indim alışverişimi yaptım, bizim sokağa bir girdim ki yarısı aydınlık yarısı karanlık. Tabii ki bizim ev karanlıklar içindeydi. Bir ay içerisinde ikinci kez yaşanılan vaka neticesinde tepemin tası çok fena attı. Arıza diye bulduğum numarayı arıyorum, cevap veren yok. Kime şikayet etsem, yarın ne yapsam ne etsem diye de sürekli düşünüyorum. Dedim inat ettim duşumu da yapıcam, böreğimi de. Hayır iş ,kariyer ,aşk konuşarında bu kadar hırslı olsam başarıdan başarıya sekeceğim ama bu sadece konu yemek olunca işe yarıyor. Patetesleri ocağa koydum ,onlar kaynarken daha fazla bekleyemeyip ikerim böyle hayatın ızdırabı diyerek banyoya girecekken geldi mal elektrik. Hayallerimi gerçekleştirdim akşama dair. Neymiş

Ne Çoçuk Ama

Dün akşam eve geliyorum bizim yan komşunun çocuğu ve ekürileri toplaşmışlar bizim evin yamacında ellerinde alevlenen bir cisim sallayıp ateş saçıyorlar etrafa. Bizim evde Turkcell net çekmediği için kapının önünde konuşuyorum telefonla. Bu zibidiler alev saçmaya devam ettiler. Karanlıkta da yüzlerini tam olarak seçemiyorum. Telefon görüşmem sona erdikten sonra -Kimsiniz siz ,nerde eviniz -dedim. *Az ilerde abla *dedi şişman olan. Alev saçan susuyor. -Tamam o zaman, hadi oraya gidin- dedim. Alev saçan isyankar serseri *Niye* diye sordu. -Nasıl niye benim evimin önü ,gidin kendi evinizin oraya- dedim. *Burası arkadaşımızın evi* dedi. Bizim komşu çocuğu da fırlama nasıl gülüyor ve yorumsuz kalıyor. Dedim -Bu ne,böyle ateşle oynuyorsunuz.- *Evet ne olmuş *dedi serseri. -Ya sen ne kadar saygısızsın önce büyüklerine saygılı olmayı öğren- dedim. *Niye * dedi. Ya nasıl pişkin ,nasıl saygısız, nasıl rahat ,nasıl utanmaz! -Annen görse ateşle oynadığı kızmaz mı?- diye sordum *Yoo kızmaz* dedi. Oy

Çabuk Affetmek

Henüz çok iyi bir özellik mi, yoksa saçma sapan bir davranış mı karar veremediğim eylem. Tamam kin tutmak, nefret önce kendine zarar verir bunda hemfikirim. Ama çabuk affetme halinde bu affetme davranışının değmediğini gördüğümde -niye bu kadar iyiniyetli düşünüyorum- diye kendime kızıyorum. Bir örnekle açıklayayım. Zamanında ipleri kopardığım ama allahın selamıdır hesabı gördüğümde selamı esirgemediğim tipleme beni aradı. Artık şehirden ayrılacağını istersem görüşüp görüşebileceğimizi teklif etti. Dedim- yağmur, soğuk, rüzgar çıkamam- . * Ben seni alırım arabayla . dedi. Dedim: Zor olmasın iyi düşün. *Yok ya ne olacak, gelirim.* dedi. -Ok ,eyvallah.- dedim. Çıkmamıza bir saat kala *ben yorgunum* diyip planı iptal etti. Ben seni affetmiştim, buralardan gidiyorsun diye de görüşelim son bir defa demişim yine iyiniyetimle. Teklif de senden gelmiş , nasıl utanmadan iptal ediyorsun. Hem de son dakikada. Mal olduğunu biliyordum lakin ah işte bunu niye utuyorum ki.. Neyse .ikimde değil onunla

İşyerinde Gülmek İstediğimde...

Birinin bir fotoğrafı var ona bakıyorum ve tüm dertleri unutup şen kahkahalar atma dürtüsüyle mutlu oluyorum. En salaş halini vermeye çalışmış fotografta. Evinde oturuyor, eşofmanı var üstünde. Gençliğini yaşayamamış ,çoşmak istiyor ama evlenmiş erken yaşta çoçuğu da olmuş. Aklı fikri gezmekte tozmakta. Çünkü maddi imkanları olmasına rağmen yapamıyor ,sorumluluk var. O da o fotoğrafını koyarak- ben salaşım ,özgürüm imajını -vermeye çalışmış. Yemezler bebeğim yemezler.. Ama sen böyle mutlu olacaksan kabulumdür. Bir insanın mutlu olması halka misali benim ve bir çok kişinin mutluluğu olabilir diyerek bağlayalım pozitif düşünceye...

Bir Öğle Arası Versiyonu

Nası yağmur yağıyor dışarda, soğuk da çıkmış. Yağmura karşı bir parlament tüttürdüm sevgili blog. Başım döndü ufaktan alışık değil bünye . Hemen dişlerimi fırçaladım, elimi yıkadım amma sindi la üstüme başıma. Ne pis bir şeymiş şu cigara. Her daim nasıl içiyorlar anlamam...

İki Rüya Birden

Sevgili günlük, bugün yine beni etkilen iki rüya gördüm. Bir yoldan geçmem gerekiyor. Akşam vakti yolun biraz ilerisinde topraklar yığılmış yer de toprak zaten ve karanlık oradan geçersem ilerde evler ve lamba var. Ama acayip tırsıyorum karanlık diye ve bir adam görüyorum ondan da korkuyorum ( Lan şimdi aklıma geldi geçen elektrik kesintisindeki taciz falan mı bilinçaltımı etkiledi, neyse devam edeyim) Yolun başında durmuş ne yapsam acep diye düşünürken bir çift görüyorum karı koca olabilir yanlarında golden köpekleri var. Ahanda diyorum onları takip edeyim ve onları izliyorum. Onlar farklı bir yoldan geçiyorlar daha uzun ama güvenlive aydınlık. Hatta onlarla bir ceyizlik dükkan gibi bir yere geliyoruz. Bu kadarını hatırlıyorum. Hatun tombiş ,sevimdi uzun düz saçlıydı( dün wipe outta yarışan kızdan esinlendim sanırım .) Yorumu: Sevgili purplelife kızım şu an riskli belki de cesaret göstermen gereken ama başına bir iş de gelebilecek bir dönemeçtesin. Ama sen bu yolu denemeyi değil biril

Yılın Son Kapıdışarı Edileni

Gün geçmiyor ki facebooktan bir kişiyi daha silmeyeyim. Ne kendini bilmez biriymiş arkadaş. Az kalsın onunla görüşmek gibi büyük bir hata yapıyordum da Allahtan Fatoş'cuğum sözleri beni engelledi. İyi de engelledi. Gerçek yüzünü gördük, tam da tahmin ettiğimiz gibiymiş Fatoş'um. Diyaloglar cinsel içeriğe kaydı mı devamı var ve hatta daha da ilerletmek istiyor, ilerletmezsen de kapatıyorum muhabbeti diyor. Bu ne lan! Sapık mıdır nedir? Acıdım ona, zor günleri destek olurum belki dedim pes, neyse büyüklerin sözünü dinlemeye devam...

Ezel/ Sadakat

Ne diziymiş kardeş , müptelası oldum. Böyle Türk dizisi izlemedim, hem de show tv'de. Bu son bölümünde dayının sadakatla ilgili şu cümleleri beni benden almıştır. '' Sadakat ya birine doğru koşmaktır, ya birinden kaçmaktır .Sadakat erdem değildir aslında, sevgiden kör olmaktır. Hep kaçtığın şeye, eninde sonunda yakalanmaktır sadakat. Yemin etmeden bir daha düşün, çünkü sadakatle başlayan her şey ihanetle biter.'' Ne sözler ama... Dayının o düğümleri çözüp adamlarını da yanına aldığı sahnede yani bir bakıma da Ali'nin göt gibi kalıp arka arkaya ne oluyo lan repliğine geçişinde sevinçten evde bir başıma el çırpıp çığlık attım. Benim de dayım olur musun Ramiz? Ezel'in tuvalette Ali'ye verdiği ayar çok iyiydi. Ali'nin -Kimsin sen?- sorusuna -Ben her şeyi olan ama kaybedecek hiçbir şeyi olmayan bir adamım.- lafıyla ayar vermesi ve Cengiz'in Eyşan'ı aldatma görüntülerinde Eyşanla birlikte şahit olurken o aradan Cengiz'e intikam dolu pis pis b

Bir Cumartesi Opus Gecesi

Gecenin daha doğrusu sabahın bir vakti yatıp sabahın 9'u gibi makul bir saat dilimde uyanınca haftasonu daha bir uzun geliyormuş. Cumartesi Opus gecesinden izlenimlerim şöyle ki: Eh be Yiğit'im anladık eşinin doğumgünüsü. Anladık çok seviyorsun eşini, ona da tabiyki eyvallah da bilader hey hacı tüm şarkılarda şarkı aralarında barda sadece o varmış gibi yapman seni izlemeye gelmiş bizlerle hiç ilgilenmemen biraz sinirimizi bozdu elbet. Demek 5 Aralık civarı seni izlemeye gelmemek gerekmiş. Bu da bir tecrube. Tabi Dungeon'daki performansı göremedik Opus'ta lakin eğlendik. Saatın 4'unde Alsancak'ın gündüz vaktiymiş gibi kalabalık olması *way anasını biz rüya remlerinin bilmem kaçıncı evrelerindeyken insanoğlu eğleniyormuş meğer* dedirtip gece hayatına özendirmedi değil bu yaşta. İzmir'i seviyorum üleynnn..

Bu Hasretlik Başkaymış Yaw

Gerçekten bambaşka bir hasretlik bu. Ahmet Abi'nin şafak 45. Manisa'dayız. Adana göreceğimiz günler de gelekecek nasipse. Canım kankam, kardeşim, biriciğim seni çok özledim....

Pilatesle 8. Ayımız

Son üç aydır ilişkimiz sekteye uğradı maaalesef. Hoca değişti, saatler değişti, kış geldi, hava erken karardı vs derken ilişkimiz geçen ay durma noktasına geldi. Ama bu ay ilişkimizi alevlendirme çalışmalarım olacak. Annem evde olmadığından güzel yemekler yok ve gecenin bir vakti de olsa evde tv izlerken mesela pilates yapabiliyorum. Bu ay için dün bir saatlik çalışma yaptım. Bakalım ayda 10 saat yapabilirsem iyi benim için. Şubat ya da Mart gibi bir salonda devam ettireceğim.

Diş Tellerimle 3. Ayımız

Diş tellerimizle birlikteliğimizin 3. ayını da tamamlamış bulunuyoruz. Geçen sıkıştırma operasyonunda canımı bayağa bir acıttıydı ama olsun seven ne yapmaz. Acısına katlanıyorum. Beni asosyalliğe itse de aşkları bile erteletse de bekliyorum sabırla. Sanırım en az bir üç ayımız daha var. Düzelme var elbet. Ama istediğim düzeyde değil. Daha zamanı var zaten. Fotoğraflar mı yok artık, o en son. Önce -sonra şeklinde yayınlayacağım.. İnsan alışıyor tabi belli bir süreden sonra. Ama sabır gerektiren bir şey. Bazı fedakarlıklar gerektiriyor. Mesela her allahın günü içtiğim türk kahvesini içmiyorum. Braketleri sarartıyor diye. Kontrole yakın içeceğim, o da braket yenilendiği için. Yoksa sapsarı dişlerle gezmek daha da eziklik yaratıyor. Şimdik kahve içmediğim ve her yemekten sonra fırçaladığım için fena gözükmüyor. Bu ay çift lastiğe geçildi, ve üst taraftaki tel daha kalın imiş. Öteki aya görüşürüz canım bakalım bu ay değişiklik ne düzeyde olacak? Sabırla beklemedeyim...

Elektrik Kesintisi

Son günlerde mahallede sıkça yaşadığımız saçmalık. Ayıp lan. Bu kış günü saatlerce hem de akşam elektrik kesilir mi? İşin enteresan tarafı karşı sokakta full aydınlanma, bizim sokak karanlıklar içinde. Sokak lambalarının da yanmamasından cesaret edip akşamın henüz 19'unda laf atıp elle tacizde bulunmaya çalışan o or. çocuğuna da bildiğim bütün küfürleri saymadım değil. Artık eve gelirken çayımı demlerim, açarım klimayı ,geçerim televizyon karşısına dinlenirim demeye korkuyorum. Salı günü dedim karanlıklar içinde kaldım. Tekrarlanmasını ümit ediyorum, çok da ümitli olmasam da...

2009 Aralık Ayı Kova Burcu Yorumu

Aşk ve İlişkiler 2 Aralık tarihinde Güneş ve Ay gezegenleri arasında meydana gelecek Dolunay etkisi altında, aşk hayatınız, sanatsal faaliyetleriniz, sosyal hayatınızla alakalı konularda ani kararlar vermemeye özen göstermelisiniz. Bu günlerde karşınıza çıkabilecek kişi konusunda iyimser davranmamaya çalışmanız faydalıdır. Aşk hayatınızla ilgili sorunları bu enerji altında çözmeye çalışmanızın pek bir anlamı olmayabilir. Borsa ve spekülasyon, şans oyunları veya bu türlü mevzularda paranızı risk altına alabilecek kararlardan uzak durmanız faydalıdır. 2-25 Aralık tarihleri arasında Yay burcunda ilerlemeye başlayacak Venüs gezegeninin sizler açısından anlamı özellikle yabancı uyruklu kişilerle tanışmanız, sosyal faaliyetlerinizin ön plana gelişi olduğu gibi, yolculuk, eğitim, ekip halinde yapılan çalışmalar esnasında karşılaşacağınız özel bir kişinin işareti de olabilir. Bu enerji kısa sürelidir. Aralık ayının kendi içindeki yoğunluğu nedeniyle geri hareketler başlayana kadar bu olumlu d

2009 Aralık Ayı Yay Burcu Yorumu

22 Kasım-21 Aralık tarihleri arasında, Güneş gezegeninin bugünden itibaren bir ay boyunca burcunuzda seyredecek oluşudur. Bu sizler için yeni bir yaş anlamı taşıyacağı gibi, kendinizi dış dünyada ifade etmeniz açısından da oldukça şanslı bir dönemdir. Sizler bu etki altında, özgürlüğünüz konusunda her zamanki gibi hassas davranacak, yeni girişimler için hevesli olacak ve başkaları üzerinde liderlik gücünüzü göstermek isteyeceksiniz. Kimileriniz bu etki altında kozasından çıkmış kelebek misali yenilikleri yaşamak adına abartılı bir şekilde hareket edebilir, kimileriniz ise uzun zamandır girişimde bulunmayı düşündüğü halde geri planda bırakıldığı için bir türlü adım atamadığı konularda daha cesur davranabilirler. Her ne olursa olsun gayet olumlu bir süreçtir fakat yay enerjisinin aşırı genişlemeyi tetikleyen enerjisinin bilincinde olarak dikkatli hareket etmeyi de ihmal etmemelisiniz. Şimdi sizler, dış dünyada kendi varlığınızı insanlara ispat edebilir, coşkunluğunuzla birçok kişiye

İyi ki Doğdum Ben :)

Resim
İyi ki doğdum benn, iyi ki doğdum bennn. İyi ki doğdum, iyi ki doğdum, iyi ki doğdum ben:) Yaş da kemale erme yaşında lakin içimdeki bebe hep aynı. Güzel mesajlar alıyorum hem de hiç beklemediğim kişilerden. Mutlu oldum. Eyvallah yiğenlerim :)

20. Efes Pilsen Blues Festivali

Resim
21 Kasım Cumartesi İzmir Hilton'da iliklerime kadar bluesa doyduğum tek kelimeyle muhteşem festivalti. Sahneye ilk R ay Schinnery çıktı , adamı kimse iplemedi. Herkeste bir sohbet muhabbet havası hakimdi. İnsanlar kendilerini tepinmeye çoşmaya endeksledikleri için melodinin on katı hızında dans eden gecenin başında kendinden geçen gençler ön sıralarda yerlerini almışlardı. Bu çoşma isteği o kadar aşikardı ki adam programını bitirip veda ederken bitti sonunda gibilerinden salondan büyük alkış koptu. Sahneye T erry Evans&Band çıkınca ilk şarkı itibariyle herkes çoştu. Lan o nasıl şovdur herkesi kadın -erkek ayırarak miyavlatması, gitaristle atışmaları çok komikti. Klavyecinin popo dansı müthişti. bir ara Terry Evans elinde üç cd sahnenin önüne doğru ilerledi tabi sazan gibi cdleri bize fırlatacak sandık .Parayı veren düdüğü çalar diyerek ayarı verdi ama olsun terry evans acayip sempatik bir adam. Yeşil barış işaretli siyah tişörtünü de çok sevdim. En son sahneye S hemekia Copel

Ahmet Abi'den Mektup Var

Telefon konuşmalarımızda mektup yazdığından bahsetmemişti kereta. Supriz oldu bizim için. Fotoğraflarını da koymuş mavi üniformalı. Ne tatlı çıkmış canım benim.. Mektup geldiğinde teyzemler de bizdeymiş. Geyiğine -Ağladınız mı bakim- diye sordum anneme, teyzem ağlamış. Yemekten sonra -sesli oku- dedi annem. -Tamam -dedim mektubun ilk satırını okuyana kadar ağlayabileceğim aklıma gelmemişti. Özlem var elbet ama telefonla da konuştuğumuz için hani öyle duygulanabileceğimi düşünmemiştim. Tabi bunda Ahmet'in şiir gibi cümlelerinin de etkisi büyük. Hepimize kendince bizi anlatan cümlelerle hitap etmiş. Bana'' radyomun en güzel şarkısı, kahvemin şekeri, içimdeki enerji canım ablam '' şeklinde hitap ederek beni benden aldı. Özlemini öyle güzel ifade etmiş ki her cümlede duygu seli yaşadık. Ben de ona mektup yazacağım, fotograf da koymayı düşünüyorum... Mektubun yeri ayrı. Şafak 61...

Daha Ne Olacaktı?

Aklıma gelen başıma geldi en nihayetinde. Annem eve geleli daha bir ay olmadan aldığım kilo : iki. Yuh ya insan üç haftada iki kilo alır mı aq. Çok mutsuzum günlük çok:( Dikkat etme zamanı :(

Fuck You

Lily Allen 'in ikinci albumu It's Not Me, It's You albümününden tüm eski sevgililerime ve de eski sevgili adaylarıma gelsin efenim :))) Look inside, look inside your tiny mind, then look a bit harder Cause we're so uninspired, so sick and tired, of all the hatred you harbour So you say it's not ok to be gay, well i think You're just evilyou're just some racist, who can't tie my laces Your point of view is medieval Fuck you fuck you fuck you very very much Cause we hate what you do and we hate your whole crew So please don't stay in touch Fuck you fuck you fuck you very very much Cause your words don't translate and it's getting quite late So please don't stay in touch Do you get, do you get a little kick out of being small-minded? You want to be like your father, it's approval you're after Well that's not how you find itdo you, Do you really enjoy living a life that's so hateful? Cause there's a hole where your soul

Aylar Sonra...

5 ay sonraki ilk karşılaşma. Hiç beklemediğim bir anda kalabalığın içinde parladı gözüme. Saygıda kusur etmedi yanıma kadar geldi selam vermek maksatlı. Ne sarılıyorsam elin adamına. Ama güzeldi ya özlemişim serseriyi.. Acaba o da beni özlemiş miydi? Aman ne özleyecek kendinden başka kimseyi sevmez özlemez o:) Ona sarılmak iyi geldi sonradan hüzünlendirse de beni..

Mimlenmişim Ayol

Lavinia, bebegim mimlemissin beni. Büyük bir zevkle cevaplayacagim soruları:) Dolabını açtığında hangi renkler daha fazla? Sİyah ve mor tonları... Alışverişe gittiğinde hangi mağazaya uğramazsan olmaz? Benim de gittiğim fix mağazalar yok, gözüme kestirdiğim her mağazaya uğrayabilirim. Kendini rahat hissettiğin giyim tarzı ? Ayakta düz spor ayakkabılar olsun yeter. Asla giymem dediğin kıyafetler? Ugg botlar ve vatkalı olan her şey. Fiyatları gereği ulaşılması zor yabancı markalardan en beğendiğin? Söylemem reklam olur:) Ama birgün uğrayacağım bebeğim size. Kitap, film, spor hangisini diğerlerinden daha çok yapıyorsun? Bugünlerde spor- pilates-yapıyorum ve de kitap okuyorum serviste. En fazla yatırım yaptığın sektör? Tartışmasız tekstil sektörü. Dışarıdayken yemek yemeği en çok tercih ettiğin yerler? Tellerden kaynaklı dışarda yememeye özen gösteriyorum:) Ama Alin's , Stafilina' da yerim bir şeyler. Aslında Meşhur Söğüşcü Hüseyin Usta'nın söğüşlerini de özlemedim değil... Ene

Nasıl Kelebekti O Yaw

Bir sey ucuyor siyah bu ne lan böcek mi demeye kalmadan kelebek olduğunu görüyorum ama siyah renk. Elime konuyor falan... Baktım netten rüya yorumlarına. siyah kelebek şeklinde bulamadım lakin kelebek olarak bir şu yorumu aktarmak istiyorum ''Zenginliğin ve bol şansın habercisidir. Kelebeklerin uçtuğunu gördüyseniz, uzak bir yerdeki arkadaş ya da akrabanızdan hoş haberler alacaksınız demektir. Rüya sahibi kadınsa, sadık bir sevgili bulup onunla evleneceği anlamına gelir. '' Son cümle beni benden aldı:P

Kahvaltı Jesti

Bir insan evladı bu kadar mı temiz kalpli olur. Keske baligim da arasa beni. Neyse Her allahın günü işyerinde yemek üzere evden kahvaltı hazırlıyorum. O da ekmek içine yağlı teneke peynirinden ibaret. Sonra bu tellerden kaynaklı hazırladığım ekmeği yiyebileceğim lokmalar halinde kesiyorum bir poşete koyup işyerine getiyorum ve çekmecemdeki çatalımla onları tek tek ağzıma atıyorum. Şirkettekiler kantinden simit, boğaça neyim alıyorlar. Ben ise kuru ekmek peynir. Lan diyorum bir gün boğaça alayım evden hazırlamayayım da , mübarek mis gibin kokuyor. Sonra aman diyorum git kantine sıra bekle, oradakilere sabahın kör vakti selam ver, yok para ver ,ne gerek var hazırla evinde. Bugün bir mail geldi kahvaltılarımızı şirket karşılayacakmış. E ne edem şimdi beleş mal baldan tatlıdır. Alıcam boğaçaları bir yicem bir yicem:P İyi oldu bu böyle alaa...

Peki Bakam Öyle Olsun

Hem bu kadar gözlerinin içi gülsün, sana baktığımda önüne geçilemez bir sırıtma kaplasın suratımı, böyle mutlu mesut olayım. Bir de bir sürü ortak zevklerimiz çıksın konuştukça, boy fizik de eyvallah . Hem de beni arama sorma, yüzüme bile bakma. Aman yaa, bu sefer bulduğumu sanmadım elbet, bir beklenti içine de girmedim lakin ihtimal varken niye olmadı? Off yine tevekküle veriyorum kendimi vardır bir hayrı... Güle güle balığım:(

Ahmet Abi Yolu Yarıladı Bile

Yavrumun kısmetse 77günü kaldı. Ankara bayağa bir soğuk yapmış dün itibariyle. İzmir bile soğuktu haftasonu. İki haftada bir çarşı izinleri. Bir sürü anı biriktiriyor. Dinlemek için sabırsızlanıyorum... Özledim keratamı...

Bu Sabahtan İnsan Profilleri

Kimsenin kusuruyla dalga geçecek kadar sığ değilim. Fakat arkadaşım allahın sana verdiği kusuru öne çıkaracak hareketler niye yaparsın? Profil 1: Zayıf ,45 yaşlarında klasik takım giymiş kadın. Altına 12 puntoluk çekmiş ince topukluları .Hayır yürüyemiyor ki iki büklüm gidiyor herkesi kendine baktırma merakı varsa başarılı. Ama düştüğü durum kötü. Profil2: Lise öğrencisi kız. Bacakları inanılmaz yamuk, hani pergel bacaklardan. Tamam eyvallah ,takdir- i ilahı.Ama neden okul eteğini dizinin bir karış üzerine çekiyorsun. Bilemiyorum insanların bu özgüveni mi diyeyim salaklığı mı , o ince çizginin neresindeler.. Bilemiyorum....

İşyerinde Kot Giyebilme Özgürlüğü

Bayram niyetine yarım gün olan mesaide kot giyebilme ,altına spor ayakkabıları çekebilme özgürlüğü adına akşamına bunu herhangi bir alkollü madde ile taçlandırmak caizdir.

Araba İçinde Pusuya Yatanlar

Sabahın 06.40'ında servise doğru yürüyorum yere bakaraktan. Yerde iğrenç balgamımsı bir şey gördüm ve haliyle yüzümü buruşturdum ,hatta kendi kendime söylendim . Yürümeye devam ederken kafamı bir kaldırdım ki arabanın içinde pusuya yatmış şerefsiz bana bakıyor. Bu ne sinsiliktir arkadaşım yaa. Ben orda kimse yok diye söyleniyorum kendi kendime, yüzümü o hale sokuyorum. Senin orada olduğunu bilsem bu toplara girmezdim. Salak bir duruma düşmüş hissettirdi beni. Genelde sabahın kör vakti ya da hava karardıktan sonra piyasaya çıkar bu denyolar. O yüzden siz siz olun etrafta kimse yok diye aklınıza bir şey gelip dışınızdan küfür etmeyin, kendi kendinizle konuşmayın ,yani saçmalamayın her an pusuya yatmış bir dingil bir köşe başında pis pis gülerek size bakabilir...

Yine mi Bamya

İkea'nın son reklamındaki şirinlik abidesi kızın repliği. Yerim ben onu yaw. İşte tam olarak bundan istiyorum ben. Varsın bamya yemesin, ben de sevmem zaten. Ona hep sevdiği yemekleri yaparım. Canım benim...

Saatlerimizi Ayarlayalım Gençler

Ne güzel bir kıyaktı yaw. Kalktım saat 9.30 da .Meğerse saat daha 08.30'muş. Bu güzel geldi. Nalanımla uzun kahvaltı ,kahve çay keyfi, dışarda ayakkabı beğenememe seansları, sonra yine kahve tavla ülen bir sürü şey yaptık otobüse bindiğimde saat 19.30'du. Kötü tarafı havanın neredeyse 17'de kararıyor olması. Welcome kış diyebiliriz gibi gibi...

Ebru Şallı'ya Biraz Katılıyorum

Ebru Şallı geçenlerde şöyle bir açıklama yapmış. ' 'Şişman kadın bence güzel değil. Hiçbir erkeğin kilolu kadından hoşlanacağını sanmıyorum. Fit olmak önemli. Bence güzel kadın spor yapan kadındır." Katılıyorum çünkü bana göre de bir kadın istediği kadar yüzü mükemmel oranlarda düzgün olsun şişmansa güzel değildir.Kilo gözümde her şeyi bitirir. Hiç bir erkeğin kilolu kadınlardan hoşlanacağını sanmıyorum demiş. Buna katılmıyorum. Çünkü şişman kadın seven onları kollarına takıp gezen erkekler gördüm. Fantezi bu olsa gerek! Hastalıktan kilo alırsın ne bileyim hormonlardır, iğneler ilaçlardandır kilo alırsın ona bir şey diyemem. O takdir- i ilahi. Onları suçlayamam. Lakin homigırtlak yemekten ,hiç hareket etmemekten yani tembellikten kilo alınmışsa orada dur hele diye ikazımı yaparım. Bir kere görünüşü geçtim, sağlık için lan. Bir kilo bile dize 5 kilo yük bindiriyormuş, bele ve sırta yaptığı bindirmeleri saymıyorum. Kıyafet bulmakta zorluk çekersin, yürümekte hareket etmekte

Size Sesleniyorum Taze Ebeveynler

Aha çocuk sussun diye el kadar bebelere bilgisayar emanet edip onları oyun oynamaya teşvik eden anne babalar; bu haber ve video size gelsin... http://www.habervakti.com/?page=news_details&id=16446 Tövbe yarabbim yaa çocuk ne hale geliyor, resmen sinir krizi geçiriyor. Şımarık da tabi velet. Bok var bu kadar şımartırlar çocukları.. Anne babanın çocuk yetiştirme de organize olmaları şart. Anne disiplini koyar, baba kayırırsa ya da tam tersi o çocuktan bir cacık olmaz. Bilinçli nesiller için ailelere çok iş düşüyor , tabi kim ilgilecek nerde!! Onlar önce eğitimli ve bilinçli olmalı. Katı yağı kahvaltıya sokan ve bunu çocuğuna yediren anne babadan ne hayır beklersin gibi bir şey buna yorumum da.. Çok sinirendim yaw...

Bu Sabaha Dair

Değişik bir cumartesi sabahıydı. Herzamanki gibi evde yatmıyor ya da işyerinde internette dolaşmıyordum. Sabahın bir vakti diş teli sıkıştırma operasyonu için Alsancak yollarına düştüm. Değişik insanlar görmek( bir haftadır ev iş arası takılıyorum da), o sokakları o kadar boş görmek çok güzeldi. Otobüste göz göze geldiğimiz çocuğun eşek gibi alyansını gözüme sokması benim alınganlığım mı yoksa - ne bakıyorsun la ben evliyim mesajı mıydı, bilemiyorum. Sonra boğaça yemek için Gazi İlköğretim Okulu'nun karşısındaki banklara oturdum . Okul çocuk ve veli doluydu. Yanımdaki çocuklara -ne kursu var- diye sordum türkçe , matematik ,ingilizce allah ne verdiyse varmış. -Haftasonu bile okul, sizin işiniz de zormuş- dedim. Bu acı dolu ama samimi cümlemin farkında olmayacak kadar çocuklardı.. Sadece gülümsemekle yetindiler. Oradan dişçiye gittim. Kadın beni -geç kalsınız ,siz işe yetişin diye hasta hasta erkenden geldim -diye azarladı.* Ama ama ben 8.45'te burada olacaksınız biliyordum *ded

Öğle Arasında

Yimeği yedikten sonra yürüyüş yapayım dedim. Hava müthişti. Şair boşuna dememiş''Beni bu güzel havalar mahvetti '' diye. Babam aklıma geldi aradım denize giriyormuş ,yürüyüş yapıyormuş -beklerim- diyor. İnşallah babacığım... Sonra oturdum arkadaşların yanına. Manyak Alper nasıl güldürdü beni şen kahkahalar attım şöyle bir dönüp bakanlar olunca son kahkaham içimde patladı ve hıııp diye bir ses çıktı. Lan gönlümüzce gülemiyoruz bile. Özgürlük nanay... Ama bahar müthişşş!!

Canım Carlos

Ülen serviste adım deliye çıkacak bu Ayça ve Carlos yüzünden. Kulaklıkla onları dinliyorum, arada kopuyorum haliyle. Bir ara kulaklığımı çıkardım ortam ne kadar sessizmiş meğer, nefes sesi bile duyuluyormuş. Kim bilir sesli gülmemek için kendimi kasarken ne garip sesler çıkarıyorumdur. Napim yaw acayip iyilerdi bu sabah da. Çok fazla dinleyemiyorum onları ama dinlediğim kadarıyla yetiyor zati...

Turkcell'linin Gücü Turkcell'in Çekim Gücü

Turcell'in son günlerdeki en iyi reklamı bence.( Hele o Vınn reklamlarından sonra) Her ne kadar bizim evde Turkcell çekmemesine rağmen, reklamı güzel olmuş. Reklamda en beğendiğim kişi doğu kökenli çok güzel yüzlü genç kadın. O ne güzel bir gülümsemedir yaw.. Çocuklar da çok tatlı, yemyeşil gözler... Öğrendiğim son bilgiye göre; bu çekim gücünün diğer operatörlere göre farklılığından kaynaklı hatlarını bırakan Turkcell'liler tekrar hatlarına geri dönüyorlarmış. Ben öyle duydum. Şimdilik Turkcell'e devam...

Yoga Nidra (Yogik Uyku)

Resim
Yoga uykusunu herkes uygulayabilir. Bunun için sadece sırtüstü uzanabileceğiniz sessiz bir yere gereksinme vardır. Ortalama otuz dakika süren uygulama sırasında kesinlikle uyunmamalıdır. Başka bir deyişle yapılması gerek bilinçli bir uykudur. Yogik uykuda bedensel etkinlik en az düzeydedir. Zihin ise sistematik bir şekilde, önce tek tek organları rahatlatır. Fiziksel rahatlama sağlandıktan sonra sıra daha derinlerdedir. Nefese yoğunlaşılır; bu, yatarak yapılan bir tür meditasyonu andırır, Zen Meditasyonuna benzer bir şekilde nefesler sayılır. Son bölüm, görselleştirmeler bölümüdür. Zihinle kasların tam gevşemesi, nefeslerle gerginliklerden arınmanın ardından tam bir imgelem dünyasına girilir. Yogik uyku, tam olarak uygulandığında dört saatlik bir uykunun sağladığı dinlence sağlanır. Bu, her gün yarım saatlik uyku yogası yapılarak dört saat az uyunacağı anlamına gelmez. Uyku saatinin azaltılması başka etkenlerle de bağıntılıdır, yoga buna sadece yardımcı olabilir. Kaynak: http://www.yog

Başlayacağım İnşallah

Paranla rezil olmaya bir örnek daha. Ülen pilatese tekrardan başlayacağız yok hoca değişti, yok hoca gelmedi yok 19'da ders yok diyip sallayıp duruyorlar. Zaten Tülay Hoca orada değil artık Karşıyaka'da. Orası bana çok ters. Yeni hoca nasıldır bir bilgim yok. Eğer bunlardan bu Çarşambaya kadar ses çıkmazsa Eylem'in yamacına Hilton'a gideceğim. Hem eve yakın, hem istediğin gün gidebiliyormuşsun. İster haftada iki gün git, ister dört gün. Hem de Eylem'in anlattığına göre yakuşuklu abiler de varmış. Bir görüp test etmek gerek. Diğerine göre biraz daha pahalı ama ders sınırlaması olmadığı için aslında değil. Dur sen dur, kız Eylem geleceğim galiba yanına beraber topları kaldırırız ayağımızda ,lastikle esnetiriz bacaklarımızı ehhehe

I Hate Techno

Salak telefonun şarjı full gösteriyorken gecenin bir yarısı bitmiş ve ben mışıl mışıl uyumuşum efenim ta ki annemin 07.45'te -sen işe geç kalmadın mı- cümlesine kadar.Telefonun saatine bakamıyorum, kolumda saat yok ,odamda da. Gözümü açtığım gibi antreye koştum , duvardaki saate bakarak önce saat dilimi algılamaya çalıştım ve saatin 06.45 olmasını diledim. Ama saat 07.45'ti ve 15dk sonra ta anasının gözündeki şirketimde mesai başlayacaktı. Hayır annem olmasa kesin 10'a kadar uyuyacak olmama rağmen kadına -niye kaldırmadın beni- diye çıkıştım. Kalktıktan 10 dakika sonra dolmuş beklemeye başladım. 1.20 dk sonra bir otobüs, iki dolmuş ve 10 dklık yürüme ile şirkete geldim. Bu da böyle bir sıradışılık hayatımın rengidir güne dair, takdim ederim.

Herkes Sevdiğini Öldürür

Beni dün itibariyle haykıra haykıra ağlatan şiir, takdim ederim.... Her insan öldürür gene de sevdiğini Bu böyle bilinsin herkes tarafından, Kiminin ters bakışından gelir ölüm, Kiminin iltifatından, Korkağın öpücüğünden, Cesurun kılıcından! Kimisi aşkını gençlikte öldürür, Yaşını başını almışken kimi; Biri şehvetin elleriyle boğazlar, Birinin altındır elleri, Yumusak kalpli bıçak kullanır Çünkü ceset soğur hemen. Kimi pek az sever, kimi derinden, Biri müşteridir, diğeri satıcı; Kimi vardır, gözyaşlarıyla bitirir işi, Kiminden ne bir ah, ne bir figan: Çünkü her insan öldürür sevdiğini, Gene de ölmez insan. Efenim düzeltiyorum: Şiir Oscar Wilde'in Çeviren: Özdemir Asaf

Nuray'ı da Everdik...

Cumartesi Nuray'ın düğününe gittik Nalanımla. Aman allahım Nalan bir döktürdü bir döktürdü beni de sahnelere çıkarttı. Meğerse benim sahne fobim varmış. Herkeş bana bakıyormuş gibin geliyor. İki kıvırtma özelliğim varsa dahi onu bile yapamadım. Gelinimiz süper oynadı, Nalanım ona keza. ben sap gibi el çırptım. Kazık gibi takıldım. Oynamak fiili için sahneye çıkmamla bile kendimi aştığımı düşünüyorum yine de... Şanssızlık şu ki tam oyun havaları çıktı acık oynayalım ayıp olmasın gelinimize derken tak şarkı değişti disko tarzı çalmaya başladı. Alo alo aşkım susmaaa alo aloo sonra Hadise Anam bir geyik çevirdik orda kamera çekmişse iyi gülecekler bize. Zevkliydi valla çok eğlendim yine de. Gerçe Nalanım kıyafeti biraz daha dışarıya uygun olaydı düğün çıkışı Opus konusunda belki onu kandırabilirdim. Bir cumartesiyi de sıfır alkol tek cigara ile bitirdik:)

Bir Şeyler Hep Eksik Kalacak

Bebeğim bir karar vermişsin, bu da yetmemiş bunun üzerine bir de yemin etmişsin. Seninle sohbet etmek, gecenin bir yarısı karşı apartmanda abuk subuk hareketler yapan genci izleyip ne yaptığını tahmin etmeye çalışmak ve bir türlü bulamamak, yemek yemek, balkon sefası yapmak hepsi hepsi çok güzel. Ama kahve falı bakma rituelimizi niye hayatımızdan kaldırdın? Bu olmadan bence hep bir şeyler hep eksik kalacak.. Seni anlıyorum rahatsız olmanı... Önüne gelene fal bakarsan eninde sonunda olacağı buydu onu da biliyordum. Seçici davranacaktın bebeğim .Bir bana bir Eylem'e bakacaktın falı , sen gittin hiç görmediğin insanlara bile fal baktın. Aldın olumsuz enerjileri, en niyahetinde noktayı koydun. Benim ve Eylem'in enerjisi ancak pozitif olurdu sana. Ne yapalım alışacağız bu yeni duruma, ben kendi falıma bakmaya çalışırım ne edelim:)

Empat Mıyım Yoksam:P

Eğer bir tesadüf değilse şunu fark ettim ki kimin bir hastalığını can kulağı ile dinlesem, uzun uzun konu hakkında yorum yapsam bir benzeri başıma geliyor. O yüzden bu konulara yüzeysel bakmaya karar verdim.

Kaza Geliyorum Aç Kapıyı Demez Genelde

Benim gibi 1.71 boyunda hatunu da görmüyorsan yuh sana arkadaş.. Kaderin cilvesinden başlayacağım anlatmaya. Dün pilatese gitmek için düştüm yine Balçova servisiyle yollara. Servis şoförü değişmiş ,adamın ilk günü ,yolları bilmiyor, Balçova'ya giderken otobandan yanlış yola girince taa Pınarbaşı'na kadar gitmek zorunda kaldık. Kızlar da bugün Alsancak'a çağırmışlardı beni .Pilates var diye ertelemiştim. Dedim pilates pij oldu, bari kızlarla buluşayım. Kızların çıkışına gittim. Nalanım iş mevsuzunda dertli ,asabi .O bir tur anlattı olan biteni.. Yemek yedik Alsancak'a yürüyoruz tam Bonjour'u geçtik oradan yine yaya kaldırımda bekliyoruz karşıya geçeceğiz. Çat diye bir ses ve ben bir adım öndeyim. Adam arabasıyla geri geri giderken sırtımdan geçirdi bana, hem de ben yaya kaldırımındayken. Ben şokta. Arkamızdaki ecnebi amca o da şaşırdı -Are u ok- diyo ben cevap veremiyorum. Nalan'dan ok, Thanks repliği geldi. Deniz bana çarptığından habersiz olan adamın yanına gid

O neydi La Öyle

Evet bazı entelektuel (entelektueli tek ''l'' ile yazacak kadar bilgim var çok şükür hıh:p) arkadaşların hezeyanlarının aksine Var mısın Yok musun'u izliyorum, Aşk- ı Memnu ve Yaprak Dökümünü de.. Hanımının Çiftiliği'ne biraz göz gezdirdim, belki Ezel'e de takulabilirim. Neyse konumuz : Var mısın Yok musun. Dün Yaprak Dökümü ile eş zamanlı idare ettiğim yarışmada bu kadar hırs, oyunculuk, utanmazlık arsızlığa pes dedim arkadaş. Yaprak Dökümü'nde reklam çıkınca yarışmayı açtım, hatun yarışmacı peş peşe 500.000'leri açtırmış, maviler olduğu gibi duruyor. Neyse tekrar diziye döndüm, bir yandan da pilates yapıyorum. Neyse saat 23'e doğruydu yarışmaya döndüm. O da ne kızın iki 500bini kalmış maviler yine çoğunlukta. Sonra onları da vakit kaybetmeden tek tek açtırdı ve hatun çıldırdı. Nasıl ağlıyor bağırıyor, tepiniyor sanırsın ki çocuğu ölmüş. Hayır yaşanan acıyı gösterme onu yaşama biçiminin de bir adabı var. O ne la öyle! Nasıl bağırarak ağlıyor. So

Ondan İstiyorum

İlk gördüğümde hele ki konuşmasını duyduğumda -anam dedim ne datlu bir şeymişsin sen-. Sevimli bir de komik. Bunu hissetmemin ardından çok kısa bir araştırma ile yani sol el yüzük parmağına bakmam ile maalesef evli olduğunu ,sonraki duyumlarımda da yakında bir bebeği olacağını öğrenmem hüsran değildir de nedir? Sen kalk aylar sonra birini beğen, o da evli çıksın.. Ya bu erken yaşta niye evleniyorsun hemennn, bir de çocuğun olacak. Allahım yarabbim ne diyeyim mutluluklar... Ya Ondan istiyorum ben aynısından ,var mı acep bir tane daha? Dün ilk kez bir diyaloğum oldu da kendisiyle duygularım depreşti.

Vardır Bir Hikmeti

Dün yaklaşık bir bucuk ay ara verdiğim pilatese gitmek için elimde spor çantam Bolçava servisiyle düştüm yollara. Sonu hüsran.. Salak Yağmur bana dün ders olmadığını bildirmeyi unutmuş. Kafasını kırıcam onun, bu iki oluyor. Ders Perşembe günüymüş. O gün toplaşıp yeni gelen hocayı da tanımış olacakmışız ve tam ders günlerini belirleyecekmişiz. Bana hatasına karşılık rüşvet olarak -spor tesisimizden yararlabilirsin- dedi ama o kadar sıkıcı ki tek başına koşu bandında koş, duran bisikletin pedallarını çevir. -Yok anacım- dedim -gideyim ben evime paşa paşa Geniş Aile'yi de yakalarım belkim-. Merdivenlerden indim ki dürtülerim beni ayakkabı dükkanına doğru çekti. Gittim bir de spor ayakkabı modelinden iş yerinde de giyebileceğim siyah ayakkabı aldım. Dersin olmadığı gerçeğini kızın bu salaklığını kadere bağlayarak içimdeki agresifliği bastırmaya çalışıyorum ama saat 19 civarı trafiğin en boktan olduğu saatte 1,5 saat sonra otobüsten indiğimde kader kısmet hiç bir şey gözüm görmüyordu.

Ugg Bot

Resim
Ne ayak anlamadım ben bu botları. BU kadar çirkin kaba bir şey nasıl oluyor da moda olup tüm tikilerin ayağında olabiliyor. Mini şort asklı bluz altına bu çizmeler, mini asklı elbise hop bu çizmeler. İğrenç lan. İstediği kadar moda olsun hayatta giymem giyeni de sevmem.. Not: Oha diyorum fiyatları da eşek gibiymiş...( 300 lira civarıymış)Tövbe tövbe

Dağılın Lan

Yaz tatili boyunca hemen hemen her haftasonu yazlıktaydım. Bu cumartesi Alsancak piyasası ne alemde bir bakayım dedim ve büyük bir şok yaşadım. Bu ne kalabalık arkadaş! Okullar açılmış, herkes yazlığından dönmüş, üniversite için öğrenci milleti gelmiş. Sokaktakilerin yüzde sekseni genç ve çoğunluğun yaş ortalaması 16-18 arası. Gül sokağın ve Bonjour'un sokağı hele aman allahım ne tiplemeler ne tiplemeler. Mini elbise, mini şort altına Ugg cizme- Ona bir sonraki yazımda değineceğim- . Hepsi tek tip.. Oradaki ciks kafeler tarzım olmadığı için dedim buralar herhalde hep kalabalıktı uğramadığım için. Anam yok, Dar Sokak Gazi Kadınlar'da öyleydi. Biz saat 23 gibi eve dönerken bir o kadar da Alsancak'a yeni gelenler vardı. Boş mekan bulabilmek imkansız hale gelmiş memleketimizde ,haberimiz yok. Alışmak sevmekten daha zor geliyor.. Umarım sadece bu cumartesiye özgüdür ne diyeyim umut işte...

Kontes ve bebeleri

Resim
Yazlıktaki Kontes ve bebelerinden görüntüler efenim.. 2 dişi, 2 erkek yavrusu var. Geçen sene yine doğurmuş Kontes zillisi. Yavrusunu çok sevdiler diye onu kıskanıp sakat bırakmış. Bu yüzden bu yeni yavrularını severken ondan da sevgimizi esirgemiyoruz. Süt verme seansını yakaladık annemle birlikte, hemen kayda aldım foto ve videosunu çektim. Erkekler daha irice, dişiler biraz küçük kalmışlar.Hepsinin rengi farklı, hepsi de çok ama çok sevimli... ''Fortis et liber''

Hoşgeldin Ekim

Resim
Sonbahar mevsiminin ortalarına yaklaşıyoruz. Ekim ayı.. Tüm yılı gözde geçirme, yeni kararlar alma, sakinleşme, kendini dinleme ve kendine zaman ayırma ayı...Umarım keşke demeyeceğimiz isabetli kararlar alıp bunları en güzel şekilde uygulamaya sokarız. Mutlu bir ay geçirmek umuduyla... ''Dum spiro spero''

Diş Telinde 2. Ay

Diş teli hikayesinde bir ayı da geride bıraktık. Dün de alt çeneye tel takıldı. Alt sol azıdan bir diş çekilmişti. Onun bittiği yerdeki azı dişe oradan güç alınacağı için metalden bir bant yapıldı. O metal hafif çıkıntı yaptığından tam olarak çiğneme fonsiyonunu gösteremiyorum. Sağ üst azı da yıllar önce kanal tedavisi olmuştu ,o ağrıyor iki haftadır.Ülen acımdan öleceğim. Dün beyaz kağıttan önlük boynumda kuzu kuzu bant takılma işlemini beklerken- ne yapıyorum la ben, burda ne işim var- dedim. Şu an bile bu metalleri braketleri söküp çıkarmak istiyorum ama her şey için çok geç. Girdik bir yola dönüşü yok. Ne diyim sabır....

İçimdeki Çocuk Sevgisinin Kırılma Anı

Resim
Dün belediye otobüsündeki 6 yaşlarındaki kız çocuğuna tahammül eden anneyi tebrik ediyorum. Allah ona göre sabrını veriyor demekki. Önce kendi bedeninden beklenmeyecek desibelle - uykum var benim- diyip durdu. Sonra sürekli -ama ben uyuyacaktım, ama ben eve gidecektim ,şunu al ,bunu ver -diyip bütün otobüsdekilerin beynine girişti. Yazık anne sürekli telkin cümleleriyle -geliyoruz kızım ,az kaldı, eve gideceğiz ,şu oyunu oynarız, bunu yaparız- şeklinde onu sakileştirmeye çalıştıysa da çocuk aynı şımarıklığına devam etti. İçimden neler söyledim neler... Onları yazmayayım, ama etrafımdakilerin de benimle aynı duyguyu paylaştıklarına eminim. Zira herkes ters ters çocuğa bakıyordu. Allahım bana lütfen çocuk nasip edersen böyle şımarığından verme yarabbim. Ne diyim bugünün duası bu olsun...

İlginç Karşılaşmalar

Nasıl bir tipmişim ben de anlamadım arkadaş. Biri İstanbul'da sadece 15 dk durduğum bir otobüs firmasının ofisinde beni görür, İzmir'e gelir,o gün tepeden tırnağa ne giymişim, saçımın çantamın şekli nasılmış eksiksiz sayarak beni İstanbul'da gördüğünü ispat eder. Bknz: Pagan kadını benzetmesi. Diğeri de denizde sahilde takılmayıp direkt yüzüp çıktığım halde beni gittiğim cafede ta üşenmeyip dışardaki masasından içeriye yanıma gelerek -siz dün denizdeydiniz - diyip yer mekan bildirerek tanıdığını ispatlar. Hehehe iyi havaya sokuyorsunuz beni, moral oluyor valla, allah razı olsun. Eyvallah:) Not:1: Saçımı toplayarak dışarda gezdiğimi en yakın arkadaşlarım dahi ya bir ya iki kez görmüşlerdir. İki durumda da saçım topluydu. beni tanımaları ilginç.Çünkü iki hal arasında ciddi fark var. Not:2 Dünkü tanıdık çok şekerdi.Ona hiç haberi olamasa da burdan selam ederim:)

Rüyada Yağmur Görmek

Rüyada Yağmur görmek: Rüyada yağmur görmek daima iyiye yorumlanır. Yağmurda yürümek, sıkıntılarından ve hastalığından sıyrılmak demektir. Bu rüyayı gören kişi İşsizse çok güzel bir iş bulacağına yorumlanır. Para derdi varsa gelecekte para sıkıntısı çekmeyeceğine, aşıksa sevgilisine kavuşacağına yorumlanır. Her allahın günü rüya görüyorum ve rüyalarım genelde o gün yaşadığım şeylerle ilgili günlük hayattan etkilendiğim şeyler ama neden yaklaşık iki haftadır her rüyamda yağmur yağdığını görüyorum ,bunu anlamıyorum. Her rüyamda yağmur teması var. Hep yağmur yağıyor ya da yağmur başlıyor.. Ne ki acep...Hayırdır inşallah...

İzmir farkı...

Nasıl güzel bir şehirsin sen. Sana bu Eylül'de bir kez daha hayran oldum. Dün güneşlendim, yüzdüm, denizin tadını çıkardım. Harikaydı tek kelimeyle... Eylül'ü seviyorum ama İzmir'de...

Ekşi Yeniden Bağrına Bastı Beni

Girdiğim on tane cillop, tanım entry sinden sonra yine yazar oldum. Seri eksi veren .pndeden de kurtuldum mu her şey daha güzel olacak şalalala:)

Kanca Gecesinden...

Dungeon'daki tadilat ve yenilenme Kanca'nın repertuarına da uğramış, eh iyi de olmuş diyemeyeceğim bir hal almış. Michael Jackson'dan Black or White 'ı çalmaları hadi Michael'ın anısınadır bahanesine sığınabilir fakat Levent Yüksel'den ''Yatağıma gel'' şarksını duyunca nasıl yani demeden kendimizi alamadık. Deep Purple'dan allah rızası için Perfect Stranger'ı çaldılar neyse ki. Dungeonada böyleyse Opus'ta Kenan Doğulu 'da çalabilirler diyorum. Neyse kışa doğru öğrenciler de geldi mi ortam daha da kalabalık olacağından eski hallerine döneceklerini hatta daha sert çalacaklarını umut ediyorum ve onları yine de çok sevdiğimi belirtmeden geçemiyorum.

Sizi Artistler Sizi

Resim
Daha önce yarışan renkli yarışmacılardan bir demet oluşturulmuş 5 tane 500.000 lira para ağacıyla yarışmanın son bölümleri şu anda ekranlarda. O değil de benim şu renkli tiplere iki çift lafım olacaktı. Birincisi Furkan . Ne bilmişsin sen arkadaş, yaşın kaç başın kaç senin? Görmediğin kutu için kesin mavi ya da kırmızı nasıl diyebiliyorsun, müneccim misin? Yarışanlar ve Acun'da buna söz verip duruyorlar sen ne düşünüyorsun ,sen ne hissediyorsun diye o da kendini bir şey sanıp ''yüzde yüz ,kesin'' gibi kelimelerle yorum yapıyor. Ne oldu geçen yarışmacıya kutunda kesin 500bin var dedin adamın kutusundan 200lira çıktı. Bunun istatistliği falan yok. Bu ne çok bilmişlik! Yüzde 50. Yok 1 ve 2 numaralı kutuda mavi çıkmış da 3'te kırmızı kesinmiş. Ha bir siz akıllıydınız bunu hazırlayanlar maldı bunu akıl edemeyecekler. Allahım yarabbim sinirleniyorum yazdıkça. Bir diğeri Oğuzhan . Dün iyi ki bir doğru hissetti yarışmacının kutusunda 500bin var dedi. ve doğru çıkınca da